Mısır, tropik, subtropik ve ılıman iklim kuşaklarına özgü, Antartika haricinde, hemen hemen dünyanın her yerinde, 58okuzey ve 40ogüney enlemleri arasında kalan alanlarda, deniz seviyesinden başlayarak, rakımı 4000 m' ye kadar olan, bol güneş alan bölgelerde yetişebilen, tek yıllık kısa gün bitkisi olan bir sıcak iklim tahılıdır.
Mısır bitkisi, verimli, derin, drenajı ve havalanması iyi, tuzluluk problemi olmayan, asitlik yönünden nötr (pH 6-7) olan hemen hemen her çeşit toprakta yetişir. Fazla bir toprak seçiciliği yoktur. Ancak, tuzluluğa ( > 1.7 Mmhos/cm ) ve yüksek taban suyuna hassas olduğu için, böyle alanlarda mısır tarımı yapmaktan kaçınılmalıdır.
Mısır tarımına ayrılmış tarla, eğer boş ise, diğer bir ifadeyle nadas olarak ayrılmış ise, Sonbaharda kulaklı pulluk ile yaklaşık 20 cm derinlikte sürülmeli ve ekimin yapılacağı bahar aylarına kadar öylece bırakılmalıdır. Ekim yapılmadan hemen önce, toprağı yüzlek işleyen bir aletle, örneğin kazayağı gibi, toprak işlenmeli ve gerekli ekim öncesi gübreler ve varsa ekim öncesi toprağa karıştırılacak yabancı ot ilaçları da verilerek, toprak tırmıkla karıştırılmalıdır. Böylece, tarla ekim için hazır hale gelmiş olacaktır. Eğer, Sonbaharda tarla sürümü yapılamamış ise, ilkbaharda yapılacak ilk toprak işleme, toprağı devirerek işleyen kulaklı pulluk yerine, toprağı yırtarak yüzlek işleyen çizel gibi aletler kullanılarak yapılmalıdır.
Yıllar önce, açık döllenen, düşük verimli köy çeşitleri ekilmekteydi. Ancak, hibrid çeşitlerin geliştirilmesiyle, geniş üretim alanlarında köy çeşitleri yerlerini hibrid çeşitlere bırakmıştır. Hibrid çeşitlerin verim yönünden daha üstün olmaları, bu tip çeşitlerin ekim alanlarının yıldan yıla artmasına neden olmaktadır. Hibrid çeşitler, tekli, ikili, üçlü veya dörtlü melez olabilirler. Ancak, şu anda piyasada en yaygın olan tekli melez mısır hibrid çeşitleridir.
Çeşit seçiminde, çeşidin bölgeye uyumu araştırılmalı, olgunlaşma gün sayılarının da bölge için uygun bir değerde olmasına dikkat edilmelidir. Günümüzde tarımda kullanılan mısır çeşitleri, olgunlaşma gün sayılarına veya diğer bir ifadeyle erkencilik-geçcilik durumlarına göre, FAO sisteminde 8 ayrı gruba ayrılmışlardır. Bunlar, FAO-100 ile FAO-800 arasında yer almaktadır. FAO-100 grubunda yer alan çeşitler çok erkenci, genellikle 70-75 günde olgunlaşmasını tamamlarlar. FAO-800 grubunda yer alanlar ise, çok geçci, yaklaşık 140 günde olgunlaşmalarını tamamlarlar. Yine aynı şekilde, FAO-400 grubu orta erkenci, 100-105 günde olgunlaşan çeşitleri, FAO-600 grubu ise orta geçci, 115-125 günde olgunlaşan çeşitleri ifade eder.
Anadolu bölgesinde, genellikle FAO 500 ve FAO 600 grubuna ait çeşitler daha iyi sonuç verirken, güney bölgelerimizde, diğer bir ifadeyle yetişme periyodunun uzun olduğu bölgelerde FAO 700 ve FAO 800 grubu çeşitler iyi performans gösterebilmektedir.
Çeşit seçiminde, olgunlaşma sürelerinin bölge için uygunluğu yanında, yüksek verimli bir çeşit olmasına, seçilecek çeşidin ekimi yapılacak bölgede ortaya çıkabilecek bazı hastalık ve zararlılara ve yatmaya karşı da dayanıklı olmasına dikkat edilmelidir.
Mısırda iyi bir çimlenme ve çıkış için, toprak sıcaklığının 10-12oC olması gerekir. Ekim zamanının tayininde bu husus göz önünde bulundurulmalıdır. Bu sıcaklıkların altındaki topraklarda yapılan ekimlerde, çimlenme ve toprak yüzeyine çıkışlar risk taşıyabilir. Böyle durumlarda, toprağa bırakılan tohumun çimlenemeden çürümesi de söz konusu olabilir. Bu nedenle, mısır ekimi için, toprak sıcaklığının 10-12oC’ ye ulaşması beklenmelidir. Bunu bir tarih olarak belirtmek gerekirse, Trakya bölgesinde Nisan ayının 25’inden sonra, güney bölgelerimizde, Nisan ayı başlarında, Orta Anadolu bölgemizde ise, 25 Nisandan itibaren ana ürün mısır ekimine başlanabilir.
Ekim zamanı ile ilgili bir kural vermek gerekirse, bölgenin son don tarihinden sonra ekime başlamak daha garanti olur. Çünkü, son don tarihinden önce ekilen mısırların genç fide döneminde dondan zarar görme riski vardır.
Mısır ekimlerinin en geç mayıs ayının ilk haftası sonuna kadar veya II. haftası ortalarına kadar bitirilmiş olması gerekir. Bu tarihlerden sonra ekilecek mısırlarda, tozlanma dönemi çok sıcak ve kurak bir periyoda rastlayabilir ve tozlanma-döllenme yetersizliği nedeniyle tane veriminde bir azalma görülebilir. Ayrıca, çok geç yapılacak mısır ekimlerinde, mısırın olgunlaşma-kuruma-hasat dönemleri yağışlı havaya denk gelebilir, bu da ürünün tarlada kalmasına sebep olabilir.
Güney bölgelerimizde, Haziran ayı sonuna kadar yapılan II. ürün mısır ekimleri, tane verimi açısından iyi sonuçlar vermesine rağmen, Trakya bölgesinde II. ürün mısır ekimleri pek iyi sonuçlar vermez. Bu bölgede, eğer verim düşüklüğü göze alınıyorsa, çok çok erkenci çeşitler kullanılabilir. Eğer, amaç silaj ise, her türlü mısır çeşidi II. ürün olarak rahatlıkla ekilebilir. Trakya bölgesinde, Haziran ayı sonu veya Temmuz ayı başlarında II. ürün olarak ekimi yapılmış mısırı en geç Eylül ayı sonlarına doğru silajlık olarak biçmek mümkündür.
Mısır artık, makineleşmenin girmediği veya makineli tarıma uygun olmayan bölgelerde uygulanan zoraki serpme ekimin aksine, geliştirilen pnömatik (havalı) ekim makineleri ile rahatlıkla istenilen sıra aralığında ve sıra üzeri mesafesinde ekilebilmektedir.
Sıraya ekimlerde genellikle sıra aralığı 70 cm, sıra üzeri mesafesi de 25 cm olarak gerçekleşmektedir. Bu şekilde yapılan ekimlerde, dekarda yaklaşık 6,000 adet bitki bulunmaktadır. Optimum tane verimi açısından ise, yapılan araştırmalarla, dekarda 6.000-7.000 adet bitki bulunması en uygun sıklık olarak belirlenmiştir. Bunun yanında, dekarda 8.000-9.000 bitkinin bulunduğu durumlarda da yüksek verimlerin alınabildiği bilinmektedir.
Eğer mısır ekiminin amacı, silaj elde etmek ise, sıra arası ve sıra üzeri mesafeleri bir miktar daraltılabilir. Örneğin, sıra arası mesafesini 60 cm’ e indirirken, sıra üzeri mesafesi de 15-20 cm’e indirilebilir. Bu durumda, dekarda daha fazla bitki bulunacağından, bitkiler daha ince, daha uzun boylu ve daha fazla yapraklı olacaklardır. Bunlar ise, silaj verimini arttıran özelliklerdir.
Tane ürünü için, 70 cm x 25 cm aralığında ekilecek mısırdan, çeşidin bin tane ağırlığına bağlı olmak üzere 2 – 3 kg arası tohumluk kullanmak gerekir.
Mısır tarımı yapılan alanlarda, mısır bitkisinin sorunsuz yetişebilmesi için, rekabetsiz bir ortamın sağlanması gerekir. Diğer bir ifadeyle, mısır bitkisinden başka herhangi bir bitki bulunmamalıdır. Yabancı ot olarak isimlendirdiğimiz bu bitkiler, mısır bitkisi ile rekabete girerek, toprakta bulunan rutubeti ve bitki besin elementlerini mısır aleyhine tüketirler. Ayrıca, bu tip bitkiler mısır bitkisine zararlı olabilecek çeşitli hastalık etmeni ve böcekleri de barındırdıkları için, mısır veriminde önemli düşüşlere neden olurlar. Bu nedenle, bu tip yabancı otlarla mücadele yapılması gerekir.
Yabancı ot mücadelesinde kullanılabilecek herbisitler (yabancı ot ilaçları), kullanıldıkları dönemlere göre 3 ayrı gruba ayrılır. Ekimden önce toprağa karıştırılarak uygulananlar, ekim sonrası fakat çıkıştan hemen önce kullanılanlar ve çıkış sonrası yani direkt olarak yabancı otun yeşil aksamına uygulananlar.
Ülkemizde yaygın olarak, çıkış öncesi toprak yüzeyi ilaçlaması yapılmaktadır. Mısır ekiminin hemen ardından, henüz çıkış olmadan tarla yüzeyi ilaçlanmaktadır. Bu amaçla, tek yıllık dar yapraklı ve geniş yapraklı yabancı otların kontrolü için dekara 500 ml dozunda “Primextra” isimli ilaç kullanılmaktadır. Çok ağır bünyeli topraklarda bu miktar 600 ml/da dozunda, kumsal veya organik madde içeriği çok düşük olan (% 0.5 civarı) topraklarda ise, 350 ml/da dozunda kullanılmalıdır. Çıkış öncesi ilaçlama için “Guardian” isimli ilaç da kullanılabilir.
Mısır çıkış yaptıktan sonra, 15-20 cm boy’a ulaşınca, eğer tarla yüzeyi otlu ve geniş yapraklı otlar ağırlıkta ise, dekara 100-150 ml dozunda “2,4 D Amin” içeren ilaçlar kullanılabilir.
İlaç firmaları tarafından değişik formülasyonlara sahip ilaçlar zaman zaman piyasaya sürülmektedir. Bu nedenle, en son çıkan ve daha etkili olabilecek ilaçlar konusunda, en yakın tarımsal kuruluşlara veya ilaç bayilerine danışılmalıdır.
Günümüzde, mısır tarımında yabancı otların kontrolünde, biyoteknolojik yöntemle transgenik (genetiği değiştirilmiş) geliştirilmiş mısır çeşitleri de mevcuttur. Bu çeşitlerin kullanılması durumunda, uygulanan ilaç yabancı otları öldürürken, mısır bitkisine herhangi bir zarar vermemektedir. Ancak, bu tip çeşitlerin kullanımı ile ilgili tartışmaların hala sürmekte olduğu unutulmamalıdır.
Mısır bitkisi yetişme periyodu boyunca çeşitli etmenler tarafından (mantarlar, bakteriler, virüsler, nematodlar, vd.) oluşturulan hastalıklar ve zararlıların istilasına uğrayabilir.
Bölgelerimizin değişik iklim şartlarına göre az çok değişmekle birlikte, genel olarak mısır tarımında en çok görülen hastalıklar, kökte, sapta, koçanlarda ve tanelerde görülen çürüklükler; Helminthosporium spp. tarafından meydana getirilen yaprak yanıklıkları (H.maydis, H. turcicum); ve tane veriminde büyük düşüşler meydana getirebilen Rastık (Ustilago maydis) olarak sayılabilir.
Hastalıkların yanında, önemli sayılabilecek bazı zararlılar da mısır tarımında problemlere yol açabilir. Bitki öz suyunu emen, hafif serin ve nemli havalarda ortaya çıkan yaprak bitleri (Aphid maidis) ve sıcak ve kuru havalarda ortaya çıkan kırmızı örümcekler (Tetranychus spp.), bitkinin yeşil aksamlarını yiyen, yeşil kurt (Heliothis armigara) ve çizgili yaprak kurdu (Spodoptera), yine bazı bölgelerimizde sap ve koçan içerisinde galeriler açarak yoğun zarar yapan mısır sap kurdu (Östrinia sp) ve mısır koçan kurdu (Sesamia sp), mısır tarımında karşılaşılabilecek önemli zararlılar olarak sayılabilir.
Hastalık ve zararlılarda mücadele konusunda, öncelikle çeşit seçiminde, dayanıklı çeşitler üzerinde durulmalıdır. Varsa dayanıklı çeşitler kullanılmalıdır. Dayanıklı çeşitler mevcut değilse, münavebe devreye sokulmalıdır. Ekimden önce tohum ilaçlaması (hem hastalıklar hem de toprak altı zararlılar için) yapılmalıdır. Ayrıca, mısır tarımında hasadın ardından tarlada kalan bitki artıkları toplanıp yok edilmelidir. Bitkileri zayıf bırakmamak için, yetişme döneminde yeterli ve dengeli bir gübreleme yapılmalıdır.
Bütün bu tedbirlere rağmen hastalık ve zararlılar ortaya çıkmış ise, kimyasal mücadele devreye sokulmalıdır. Bu amaçla, hastalıklar için bir mantar öldürücü (fungusit), zararlılar için ise böcek öldürücü (insektisit) ilaçlar kullanılabilir.
Yabancı ot mücadelesinde olduğu gibi, günümüzde, biyoteknolojik yöntemlerle, bazı zararlılara karşı dayanıklı transgenik (genetiği değiştirilmiş) çeşitler geliştirilmiştir. Burada, gen ilavesi yapılan mısır çeşidi üzerinde mısır sap ve koçan kurdu zararı görülmemektedir. Çünkü, bu tip çeşitlerde, mısır bitkisi bir anlamda kendi ilacını kendisi üretebilmekte ve üzerinde beslenmeye ve zarar yapmaya çalışan bu 2 zararlıyı etkisiz hale getirebilmektedir. Ancak, genetiği değiştirilmiş çeşitler hakkındaki tartışmalar hala devam etmektedir. Ayrıca, ülkemizde bu tip çeşitlerin üretimde kullanılması şimdilik yasaktır.
Mısır bitkisinde sulama için kritik periyot çiçeklenme dönemidir. Tepe püskülü ve tozlanma döneminde meydana gelecek su açığı, koçanda tane sayısının azalmasına yol açarak büyük ölçüde veri azalışına neden olur.
Çizelge 1. Mısırın bitki su tüketimi değerleri
Aylar |
Bitki Su Tüketimi(mm) |
Ortalama Yağış(mm) |
Sulama Suyu İhtiyacı (mm) |
Mayıs |
63,5 |
42,7 |
20,8 |
Haziran |
140,6 |
31,2 |
109,4 |
Temmuz |
188,8 |
10,5 |
178,3 |
Ağustos |
179,5 |
9,1 |
170,4 |
TOPLAM |
572,4 |
93,5 |
478,9 |
Bitki sıklığı, çeşide göre sıra üzeri 25-30 cm, sıra arası 70 cm olacak koşulu ile dekara 4500-5500 bitki düşecek şekilde ve 5 cm toprak derinliğinde mısır tarımda torak sıcaklığı en az 10 ⁰C olduğunda ekim yapılmalıdır. Orta Anadolu da en ideal ekim zamanı toprak sıcaklığının 13-15 ⁰C olup, Mayıs aynın ilk yarısıdır.
Bitki su tüketimi, topraktan buharlaşan ve bitkide terleme yoluyla kaybedilen suyun toplamıdır. Çizelge 1’de verilen mısırın bitki su tüketimi Konya’da 478,9 mm’dir.
Mısır tohumunda çimlenmesinden itibaren hızlı bir kök gelişmesi başlar ve mısırda üst gübreleme dönemi olan çıkıştan sonra 7. Hafta içinde en gelişmiş kök yapısına sahip olur.Mısır bitkisinin etkili kök derinliği 60 cm olup, kılcal köklerin önemli bir kısmı yüzeyden itibaren 40 cm derinliktedir. Bu sebeple mısırın damla sulama yöntemi ile sulama programında etkili kök derinliğinin 40 cm olarak alınması ve tarla kapasitesindeki suyun %50’si tüketildiğinde sulamaya başlanmalıdır.
Çizelge 2. Toprağın su alma hızı ve damlatıcı debisine göre damlatıcı aralıkları (cm)
Debi l/h |
Toprağın Su Alma Hızı (mm/h) |
|||||||||||
5 |
10 |
15 |
20 |
25 |
30 |
35 |
40 |
45 |
50 |
55 |
60 |
|
1,6 |
40 |
28 |
23 |
20 |
18 |
16 |
16 |
14 |
13 |
13 |
12 |
12 |
2,2 |
67 |
40 |
33 |
28 |
26 |
23 |
22 |
20 |
19 |
18 |
17 |
16 |
2,6 |
65 |
46 |
37 |
32 |
29 |
26 |
25 |
23 |
22 |
21 |
20 |
19 |
Damla sulama boruları hafif bünyeli kumsal topraklardan her sıraya bir yerleştirilirken ağır bünyeli topraklarda iki sıraya bir yerleştirilebilir.Ağır bünyeli topraklardan her sıraya bir hattın yerleştirilmesi ıslatılan alan oranda sulama suyu ve enerji miktarının azalmasını sağlar. Damla sulama borularının uzatma mesafesi, borunun çappına, damlatıcı debisine, damlatıcı aralığına, basınçlı ayarlı olup olmadığına ve işletme basıncına göre değişkenlik gösterir. Basınç ayarlı olmayan, yassı damla sulama borularının çeşitli damlatıcı aralıkları debilerdeki maksimum uzata mesafeleri aşağıdaki çizelgede verilmiştir.
Akış Değiş. % |
Damlatıcı Aralığı (cm) ve Debisi (l/h) |
|||||||||||
25 cm |
30 cm |
40 cm |
50 cm |
|||||||||
1,6 |
2,2 |
2,6 |
1,6 |
2,2 |
2,6 |
1,6 |
2,2 |
2,6 |
1,6 |
2,2 |
2,6 |
|
5,0 |
104 |
72 |
118 |
80 |
153 |
106 |
164 |
119 |
||||
7,5 |
116 |
81 |
130 |
89 |
180 |
118 |
185 |
134 |
||||
10,0 |
124 |
85 |
140 |
94 |
182 |
124 |
198 |
141 |
||||
15,0 |
145 |
91 |
155 |
102 |
200 |
137 |
220 |
156 |
Mısır bitkisinin etkili kök derinliğinde tarla kapasitesindeki suyun %50’si tüketildiğinde sulamaya başlanması tavsiye edilir. 40 cm toprak derinliğinde tüketilmesine izin verilen su düzeyinde orta ve ağır bünyeli topraklar için 40-45 mm, hafif bünyeli topraklar için 25-30 cm alınabilir. Orta Anadolu’da mısır yetiştirilecek orta ve ağır bünyeli ilk hafif bünyeli arazilerde sulama aralığı ve sayısı aşağıdaki çizelgede verilmiştir.
Aylar |
Su Alma Hızı Düşük, Orta ve Ağır(Kil) Bünyeli Topraklar |
Su Alma Hızı Yüksek, Ağır(Kumsal) Bünyeli Topraklar |
||
Sulama Aralığı(gün) |
Sulama Sayısı |
Sulama Aralığı(gün) |
Sulama Sayısı |
|
Mayıs |
- |
1 |
- |
1 |
Haziran |
10 |
2 |
7-8 |
2 |
Temmuz |
7-9 |
3-4 |
5-6 |
5-6 |
Ağustos |
8-9 |
3-4 |
6-7 |
4-5 |
Eylül |
1 |
1 |
||
TOPLAM |
10-12 |
13-16 |
1000 kg/da dane mısır elde etmek için topraktan kaldırılan besin maddeleri saf madde olarak 20-24 kg/da fosfor ve 26 kg/da potasyumdur. Gübreleme , toprak analizi sonuçlarına göre yapılmalı, azotlu ve fosforlu gübreler topaktaki fosfor ve organik madde miktarına göre düzenlemelidir. Türkiye toprakları potasyum maddesi bakımından zengindir. Bu nedenle bu besin maddesi ihtiyaç duyulan miktar kadar kullanılmalıdır.
Ekim öncesi dekara 5-6 ton ahır, 2-3 ton tavuk gübresi veya 2 ton kompost verilmesi, organik madde ve bitki besin maddesi kaynağı olarak verimi arttırır, toprağın fizksel yapısını düzeltir. Organik madde verilmesi halinde içerdiği bitki besin maddesi yeterliliği sebebiyle uygulanacak kimyasal gübre miktarı asgari yarı yarıya azaltılabilir. Toprakta tuz birikiminr yol açılmaması için aşırı tavuk gübresi uygulanmamalıdır.
Çizelge 3. Toprakta mevcut fosfor miktarına göre ekimle birlikte verilecek gübreler
Fosfor (kg/da) |
Gübre Çeşidi |
Doz(kg/da) |
0 |
DAP(18-46-0) |
20 |
3-4 |
20-20-0+Zn |
20 |
5-6 |
20-20-0+Zn |
15 |
7-6 |
20-20-0+Zn |
10 |
>9 |
A.Sülfat (%21 N) A.Nitrat (%26 N) A.Nitrat (%33 N) |
20 15 12 |
Öneri: Fosforlu gübrelerin ekimle birlikte tabanda verilmelidir.
Azot ihtiyacının kalan kısmı her sulama da Çizelge 4’te verilen azotlu gübreleme programı ile hasattan 1 ay öncesine kadar tamamlanmış olması gerekir. Mısırda damla sulama ile azotlu gübreler, saf madde olarak ağır bünyeli topraklardan 9 su 2kg/da ve hafif bünyeli topraklarda 12 suda 1,5kg/da olarak uygulanabilir.
Çizelge 4.Mısırda azotlu gübreleme programı(kg/da)
Gübre Çeşidi |
Orta ve Ağır Bünyeli Topraklarda |
Hafif Bünyeli Topraklarda |
A.Sülfat (%21 N) |
10,0 |
7,5 |
A.Nitrat (% 26 N) |
7,5 |
6,0 |
A.Nitrat (% 33 N) |
6,0 |
4,5 |
Üre (%46 N) |
4,0 |
3,0 |
Mısır hasadı, olgunlaşmasını tamamlamış koçandaki nem oranı belirli bir seviyeye gelince yapılmalıdır. Bu amaçla olgunlaşmasını tamamlamış mısır tarlasından bir miktar koçan harmanlanarak tanelerdeki nem oranı tayin edilmelidir. En güvenli yöntem budur. Bu işlemin yapılamadığı durumlarda ise, tane uçlarında oluşan siyah noktaların varlığı araştırılmalıdır.
Mısırın olgunlaşmasını tamamlayıp tamamlamadığı, tanenin koçana bağlandığı uç kısmında oluşan “siyah nokta” nın varlığı ile anlaşılır. Koçanın orta kısımlarından rastgele alınan her 4 tanenin 3 tanesinde siyah nokta oluşmuş ise, mısır olgunlaşmasını tamamlamış demektir. Bu dönemde, nem oranı % 30-35 civarında olup, elle hasat için uygundur.
Mısır hasadı hububat (Buğday-arpa) biçer-döveri ile rahatlıkla hasat edilebilir. Bunun için, hasat işlemi önce biçer-döverin kesici tablasının uç kısmına, mısır saplarının iyice kavranması için bir takım düzenekler takılmalıdır. Makineli hasada uygun mısırdaki nem oranı % 20-25 arasında olmalıdır. Çok fazla kurumuş koçanlarda hasat sırasında tanelerde kırılmalar meydana gelebilir.
Yüksek nem oranlarında yapılan hasat işleminde bir miktar kayıp olabileceği gibi, elde edilen ürünün depolama öncesi belirli bir nem oranına kadar kurutulması da ek bir maliyet getirecektir. Bu nedenle, hasat zamanı geciktirilerek (eğer yağışlar izin veriyorsa), hasat öncesinde koçanların tarlada kuruması da sağlanabilir.
Eğer hasat sonrası elde edilen ürün nemli ise, depolamadan önce kurutmak gerekir. Bugün, kurutma işlemi yapan makineleri her yerde bulmak mümkündür. Hasat sonrası ürünün depolanması 6 aydan az bir zaman dilimi için yapılacaksa, % 15 nem oranına kadar kurutulmalıdır. Daha uzun süreli depolamalarda ise, nem oranının % 13-14’ e indirilmesi gerekir.
Tohumluk amaçlı kurutma işlemi sırasında, tanedeki embriyonun zarar görmemesi için belirli bir sıcaklıkta kurutmaya özen gösterilmelidir. Bu sıcaklık, 36oC’ yi geçmemelidir. Yemlik veya tohumluk dışı amaçlarla kullanılacaksa, daha yüksek sıcaklıklarda kurutma yapılabilir.
Eğer hasat işlemi silajlık olarak yapılacak ise, bu durumda koçanlar süt olum dönemi ile hamur olum dönemi arasındaki bir dönemde iken, silaj makinesi ile kıyılarak hasat yapılmalıdır.